Diğer adıyla hepatik steatoz olan karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde çok fazla yağ depolanması ve birikmesi durumunda oluşan hastalığa denir. Karaciğer ağırlığının %5’den fazlasının yağ olması durumu karaciğer yağlanması olarak tanımlanır. Vücut çok fazla yağ ürettiği zaman veya ürettiği yağı yeterince etkili bir şekilde metabolize demediği zaman gelişir. Fazla olan bu yağ, karaciğer hücrelerinde depolanır ve burada biriken yağ, yağlanmaya neden olur.
İnsan vücudundaki ikinci en büyük organ karaciğerdir. Karaciğerin ana yapı elemanının adı hepatosittir, hepatosit karaciğer hücresidir. Yiyecek ve içeceklerden gelen besinlerin işlenmesine yardımcı olur ve kandaki zararlı maddeleri süzerek kanı toksinlerden temizler. Vücutta yağ metabolizmasında önemli görevlere sahip olan bir organdır. Çalışma düzeni ve enzim dengeleri çeşitli nedenlere bağlı olarak bozulduğunda karaciğer yağlanmaya ve büyümeye başlar. Normalde karaciğerde zaten az miktarda yağ bulunur, ancak bu yağın artması ciddi sorunlar oluşturabilir. Karaciğerde normalin üzerinde yağ bulunması, karaciğere zarar verebilecek ve yara dokusu oluşturabilecek şekilde karaciğer iltihabına neden olabilir. Yağlı karaciğer hastalığı denilen karaciğer yağlanmasında, yağ molekülleri damlacıklar halinde hepatositte yani karaciğer hücresi içerisinde birikir. Mikroskopta beyaz yuvarlak şeklinde görülür. Hücreler yağ ile dolarak şişer ve sonuç olarak karaciğerde büyüme gelişir. Karaciğer yağlanması başlangıçta zararsızdır, ancak siroz gibi, ciddi şekilde yaralanmış bir karaciğer, ciddi hastalıklara dönüşebileceğinden tehlikeli olabilir.
Karaciğer yağlanması, sebebine göre iki türe ayrılır. Çok fazla alkol tüketen bir kişide karaciğer yağlanması durumunun görülmesi, alkole bağlı karaciğer yağlanması hastalığı (kısaltılışı AFLD) olarak bilinir. Alkol kullanmayan ya da çok az alkol kullanan bireylerde karaciğer yağlanması durumunun görülmesi ise alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (kısaltılışı NAFLD) olarak bilinir.
Alkol alan kişilerin karaciğerinde en sık görülen hastalık, yaklaşık %90 oranında, karaciğer yağlanmasıdır. Bu hastaların karaciğerlerinde büyüme görülür. Hafif ve orta derecelerdeki yağlanmalarda genelde herhangi bir şikâyet söz konusu olmaz. Bu hastalarda karaciğer testleri genellikle normaldir. Bazı ciddi olgularda bazı değerler hafif yüksek bulunabilir. Alkol alımı bırakılırsa 4 ile 6 haftalık bir süreç ile yağlanmada gerilemeler görülebilir. Bunun yanında karaciğer yağlanması olanlar alkol almaya devam ederse siroz gelişme riski artar. Karaciğer yağlanması olup alkolü bırakanlarda ise uzun süre sağlıklı bir yaşam söz konusu olmaktadır. Bu nedenle özellikle karaciğer yağlanması açısından alkolün bırakılması şarttır.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması hastalığında karaciğerde aşırı yağ birikmesinin sebebi alkol değildir. Aşırı kilolu obez kişilerde, şeker metabolizmasında değişiklik olan veya tip 2 diyabetli ve yüksek tansiyonlu kişilerde alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması hastalığı gelişme riski daha yüksektir.
Karaciğer Yağlanması Neden Olur?
Karaciğer yağlanmasının gelişiminde rol oynayan pek çok etken mevcuttur. Bu yağ birikimi çeşitli sebeplerden kaynaklı olabilir. Bunların başında sağlıksız beslenme gelir. Temelinde ise vücuttaki yağ üretiminin artması ve karaciğer hücrelerinin hasar görmesi yer alır. Gün içerisinde tüketilen besinler, günlük alınan yağ miktarı, öğünler arası aralıklar gibi beslenme ile alakalı faktörler dengeli olmadığında karaciğer yağlanmasının gelişme ihtimali oldukça artar. Dengesiz ve sağlıksız beslenme ve günlük hayatta hareketsiz olmak ile vücuda alınan besinler yağ olarak depolanır. Sonuçta karaciğerdeki yağ dokusunda da artış meydana gelir. Aynı zamanda ani ve yüksek miktarda kilo kayıpları vücuttaki kolesterol ve yağ dengesini bozar ve karaciğerde yağlanmayla sonuçlanabilir.
Çok fazla alkol almak da bu sebepler arasında en yaygın olanlar arasındadır. İnsülin direncine bağlı kan şekeri veya diyabet hastalığındaki gibi kan şekerinin yüksek seyrettiği durumlarda yağ üretimi artar. Kandaki zararlı kolesterol seviyelerinin artması yağ miktarının da artışını tetikler.
Bununla birlikte daha az görülmesine karşın karaciğer yağlanmasının nedenleri arasında gebelik, hızlı kilo kaybı, Hepatit C, çeşitli ilaçların yan etkileri, bazı toksinler ve genetik faktörler de vardır.
Hepatit C gibi çeşitli karaciğerin virüse bağlı hastalıklarında karaciğer hücreleri hasar görür ve yerini yağ dokusuna bırakır. Gebelikte gelişen bazı mekanizmalar sonucu karaciğerde yağlanma görülebilir. Bazı romatolojik hastalıklarda karaciğer ve safra da etkilenir ve karaciğer yağlanması ile karşılaşılabilir. Bazı kimyasallara maruziyet ile zehirlenmelere neden olan toksik maddeler karaciğerde doğrudan hasar vererek yağlanma yapabilir. Ayrıca bazı ilaçların yan etkileri karaciğerde hasara ve yağlanmaya yol açabilir.
Alkol ve Sigara Karaciğer Yağlanmasına Neden Olur mu?
Evet, alkol ve sigara karaciğer yağlanmasına neden olur.
Sigara içmek vücudun dengesini bozar ve pek çok hastalığa neden olur. Sigara vücudun ve karaciğerin tahribata yol açmasına neden olarak karaciğer yağlanmasının oluşumunu hızlandırır.
Alkol zaten karaciğere zarar veren maddelerin başında gelir. Alkol toksik bir maddedir ve karaciğere zararları ilk olarak yağlanma ve büyümedir. Karaciğer hücreleri belirli bir miktardaki alkolle baş edebilir. Bu miktarın üstüne çıkılması halinde karaciğer hücreleri zarar görür. Bu duruma uzun zaman devam etmek ileri zamanlarda ciddi karaciğer hasarına yol açarak alkole bağlı karaciğer hastalığına yol açar. Bu durum obezite, sigara içiyor olmak, hepatit C gibi karaciğer hastalıklarının varlığında daha sık görülür. Alkol alımına bağlı olarak gelişen karaciğer hastalıkları kadınlarda erkeklere göre daha kolay gelişir.
Diyabet Hastalığı Karaciğer Yağlanmasına Neden Olur mu?
Evet, diyabet hastalığı karaciğer yağlanmasına neden olur.
Diyabette kan şekerinin kontrolsüz yükselmesi, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi, vücudun üretilen insülini kullanamaması gibi durumlar görülür. Karaciğer hastalıkları ile diyabet hastalığının risk faktörlerinin birbirine benzediği düşünüldüğünde, bu hastalıklar birbirlerini tetikleyebilen hastalıklardır. Diyabet hastalarında yükselen kan şekeri seviyeleri ile beraber vücutta karaciğer dâhil olmak üzere çok sayıda organ etkilenir. Özellikle tip 2 diyabet hastalığı olanların %70 olasılık ile karaciğerlerinde yağlanma sorunu geliştiği görülmüştür. Bu durum tek taraflı değildir; karaciğer yağlanmasında hücreler üzerindeki insülin etkisinin daha kötü olduğu için insülin direnci gelişebilir. İnsülin direncinin ortaya çıkması demek diyabet hastalığının görülme olasılığının artması demektir. Aynı zamanda diyabetin karaciğeri etkilemesi sonucu oluşan yağlanma sorunu tedavi edilmez ise ve hayat tarzında da olumlu değişikler yapılmaz ise karaciğer kanseri olma riski de artar. Diyabet birçok kanserle ilişkilidir ancak kanser türleri içerisinde en ilişkili olduğu kanser türü karaciğer kanseridir.
Karaciğer Yağlanmasının Belirtileri Nelerdir?
Karaciğer yağlanması yaşayan birçok kişide, genellikle herhangi bir belirgin semptom görülmez, çoğunlukla asemptomatik seyreder. Genelde karaciğerde yağlanma oranı özellikle %30’un üzerine çıktığında belirtiler ortaya çıkabilir. Karaciğer yağlanmasında görülebilen belirtiler aşağıda listelenmiştir:
- Şiddetli yorgunluk hissi
- Halsizlik
- Güçsüzlük
- Kilo kaybı
- Ciltte veya gözlerde sararma
- Derideki örümcek benzeri kan damarları
- Uzun süreli kaşıntı
- Terleme
- Efor kapasitesinde azalma
- Nefes darlığı
- Ciltte kızarma
- Karnın sağ üst kısmında dolgunluk hissi ve ağrı
Karaciğer Yağlanmasının Evreleri Var mıdır?
Evet, karaciğer yağlanmasının evreleri vardır. Bu evreler, zaman içerisinde birbirlerine geçiş yapabilirler ve her evrede karaciğer yağlanmasının seyri farklı olabilir. Genel olarak 4 evre olarak incelenir.
1. evre; pre-hepatik steatoz da denilen karaciğerin basit yağlanması şeklindedir. Bu evrede karaciğer hücrelerinde henüz yağ birikimi yoktur. Ancak vücuttaki yağ oranı artmıştır ve bu durum karaciğer hücrelerine zarar verebilir duruma gelmiştir, genellikle zararsızdır. Bu evrede olan çoğu kişide bir belirti görülmez. Genellikle orta yaşlı ve fazla kilolu kişilerde görülür. Bu evreye çoğunlukla kolesterol yüksekliği ve diyabet de eşlik eder. Karaciğer enzimlerinde bir yükselme görülme görülür ancak bu artış ılımlı şekildedir.
2. evre; non-alkolik steatohepatittir ve baş harfleri ile kısaltılmış adı olarak da NASH’tır. Bu evrede, vücuttaki yağ artışı ile beraber karaciğer hücrelerinde de hafif miktarda yağ birikimi vardır ve bu da karaciğer hücrelerine zarar verir. Yine bu evrede, karaciğer hücrelerinde iltihaplanma ve hücre hasarı da görülebilir. 1. evredeki hastaların %2 ila 5i kadarının durumu ilerleyerek 2. evreye atlar. Karın sağ üst taraflarında tarif edilen bir ağrı, yorgunluk, halsizlik gibi belirtiler görülebilir ya da hiçbir belirti görülmeyebilir. Hastaların %75’inde hepatomegali denilen karaciğer büyümesi gelişir. Aynı zamanda hastaların %20’sinde karaciğer sirozu da gelişir.
3. evre; fibrozis evresidir ve karaciğer fibrozu gelişmeye başlamıştır. Fibrozis denilen şey karaciğerde bağ dokusu artışına bağlı oluşan katılaşma durumudur. Bu evrede, karaciğer hücrelerindeki yağ miktarı artık biraz daha artmıştır ve bu da karaciğer hücrelerine ciddi zarar verir. Bu evrede, karaciğer hücrelerinde iltihap ve hücre hasarı daha da artmıştır ve karaciğer dokusu zarar görebilir. Bu zarar fibröz dokuların oluşumuna neden olarak karaciğerin normal çalışmasını engelleyebilir. Ama karaciğer fonksiyonlarını yeterince yerine getirebilecek kadar sağlıklı doku hala vardır.
4. evre; siroz evresidir. Bu evrede, karaciğer hücrelerinde artık aşırı miktarda yağ birikimi vardır. En kötü evredir. Bu evrede karaciğer hücrelerinde ileri derecede iltihap, hücre hasarı ve artan fibröz doku oluşumu görülür. Karaciğer yetmezliği görülebilir ve bu da ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Normal karaciğer dokusu gerekli fonksiyonu göremeyecek kadar azalmıştır. Karaciğer küçülmüş durumdadır.
Karaciğer Yağlanması Kimlerde Görülür?
Karaciğer yağlanmasının kimlerde daha çok görüldüğünü sorarsak, cinsiyet bazında bakıldığında; kadın ve erkek bireylerde hemen hemen aynıdır, arada çok bir fark yoktur. Fakat yaş bazında bakılırsa orta yaş ve üzerindeki bireylerde bu hastalığa yakalanma olasılığı gençlere oranla çok daha yüksek kalmaktadır.
Bunların yanı sıra bir kişide; ailesinde karaciğer problemi geçirmiş kişiler varsa, sağlıksız bir beslenme düzenine sahipse, diyabet ve yüksek tansiyon hastalıkları varsa, orta yaşın üzerinde ise ve en önemlisi de fazla kiloluysa karaciğer yağlanmasına yakalanma olasılığı çok yüksektir ve genelde bu sorunlara sahip kişilerde görülür.
Karaciğer Yağlanması Çocuklarda Görülür mü?
Evet, maalesef karaciğer yağlanması çocuklarda da görülebiliyor.
Eskiden yetişkinlik dönemi hastalıklarından biri olarak kabul edilen karaciğer yağlanması, yaşam koşullarının değişmesi ile birlikte artık çocuklarda da görülüyor. Çocuklarda yağlı karaciğer, yetişkinlere göre daha şiddetlidir ve hastaların yaklaşık %15'ine ileri evre teşhisi konmuştur. Teşhiste geç kalındığında ise ciddi sorunlara neden olabiliyor. Karaciğer yağlanması çoğunlukla belirti göstermediği için çocuklar doktor karşısına son aşama dediğimiz siroz olarak da gelebilir. Çocuklardaki karaciğer yağlanmasına neden olabilen en önemli etkenler: obezite, hareketsizlik, tip 2 diyabet ve bazı ilaçlardır. Şüpheli görülen durumlarda mutlaka çocuk gastroenterolojisinin olduğu merkezlere başvurulması gereklidir.
Karaciğer yağlanması sadece 'şişman çocuk' hastalığı değildir. Normal kilodaki çocuklarda da olabilir. Ama şişman çocuklarda daha yüksek oranda görülür. Bu nedenle şekerden zengin gıdalardan çocukların uzak tutulması gerekir.
Karaciğer Yağlanması Nasıl Tedavi Edilir?
Karaciğer yağlanması tedavisindeki amaç, karaciğer hücrelerinde biriken fazla yağı azaltmak ve karaciğerin normal fonksiyonlarda çalışmasını sağlamaktır. Karaciğer yağlanması tedavisinde birçok tedavi yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemlerden hangisinin uygulanacağı kişinin durumuna göre değişebilir.
Tedavi için yapılacak ilk aşama alkol alımı varsa azaltarak durdurmaktır. Aşırı miktarda alkol tüketiminin karaciğer yağlanmasına neden olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle alkol tüketimini azaltmak, karaciğer yağlanması tedavisinde önemlidir. Karaciğer yağlanmasının tedavisinde en önemli adımlardan biri hastanın kilo vermesidir. Yapılan araştırmalara göre bir hasta, kilosunun %10’unu verirse karaciğer hastalıklarının gerilediği görülmüştür. Bunun için yapılacaklar diyet ve egzersizdir. Bir diyetisyen tarafından sağlıklı enerji ile planlanmış ve düşük yağlı yiyecekleri içeren bir diyet listesi ile kilo vermeyi hedeflemekle birlikte yine bir fizyoterapist tarafından kilo vermenin yanı sıra, karaciğerin çalışmasını düzenleyici etkisi de olacak düzenli bir egzersiz programı hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.
Farmakolojik olarak bakarsak bazı ilaçlar karaciğer yağlanmasında birikmiş yağı azaltmaya yardımcı olabildiği için doktor tarafından reçete edilecek bu ilaçlar kullanılmalı.
Tüm bu tedavi yöntemleri uygulandıysa ve etkili olamadıysa o zaman cerrahi girişimler denenebilir. Örneğin, karaciğer yağlanmasının ilerlemiş olduğu durumlarda, karaciğerin bazı bölümlerinin cerrahi yöntemlerle alınması veya karaciğer transplantasyonu denilen organ nakli de uygulanabilir.
Karaciğer Yağlanmasını Engellemek İçin Nasıl Beslenilmelidir?
Düzenli beslenmek ve abur cubur tarzı zararlı yiyeceklerden uzak durarak sağlıklı beslenmek karaciğer yağlanmasına yakalanma riskini belirgin bir şekilde azaltır ve oluşmuş karaciğer yağlanmasını da ciddi şekilde azaltır. Karaciğerin yükünü azaltmak için doğal besinler tercih edilmeli, mümkün olduğunca katkı maddeleri içeren gıdalardan uzak durulmalı. Ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar E vitamini ve içerdiği antioksidan bileşenleri ile günlük beslenme planında bulunması gereken besinlerdendir.
Karaciğer yağlanmasını önlemek için omega 3 tüketilmesi de öneriliyor. Omega 3, depresyon tedavisinden diyabete, karaciğer sağlığına kadar pek çok olumlu etkiye sahiptir. Çalışmalar omega 3 yağ asitlerinin metabolik etkileri ile karaciğer yağlanması hastalığının önlenmesinde önemli bir etkisinin olabileceğini göstermiştir.
Günde bir fincan kahve içmek karaciğer yağlanmasına karşı iyi bir önlemdir. Araştırmada her gün kahve içenlerde içmeyenlere oranla daha az yağlı karaciğer hastalığı görüldüğü ortaya çıkmış. İçeriğindeki kafein bu konuda etkili oluyor.
Karaciğer yağlanmasında diyet olarak etkinliği kanıtlanmış olan Akdeniz tipi diyet yapılmalıdır. Zeytinyağı, bol sebze, ölçülü meyve ve et olarak balık ve tavuk, kısıtlı yağsız dana eti, az tuz ve tat verici olarak bitkisel baharatlar, soslar ile yapılan bu diyet, karaciğer yağlanmasına karşı oldukça etkili bir diyettir. Bu diyette süt ve süt ürünleri az yağlı tercih edilmelidir. Ekmek olarak tam buğday ekmeği, esmer ekmek önerilir. Kurutulmuş buğday, bulgur tüketilebilir.
Karaciğer yağlanmasının engellenmesi için hangi besinlerin tüketilmesinin bilinmesi gerektiği kadar hangi besinlerin tüketilmemesinin de gerektiği bilinmelidir. En başta alkol tüketilmemeli. Sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş etlerden uzak durulmalı. Kuruyemişlerin fazla tüketiminin önüne geçilmeli ve kızartılmış ürünlerden de uzak durulmalı. Yoğun karbonhidrat ve basit şeker içeren gıdaların tüketimi azaltılmalı. Tereyağı, içyağı gibi hayvansal yağların tüketimi azaltılmalı. Kaymak, krema, yağlı etler, mayonez gibi yağlı besinlerin tüketimini sınırlandırılmalı.
Karaciğer Yağlanmasına Bitkisel Tedavi Faydalı Olur mu?
Evet, karaciğer yağlanmasına bitkisel tedavi faydalı olur.
Karaciğer yağlanması tedavisi bitkisel yollarla desteklenmesi mümkün olan bir hastalıktır. Ancak tek başına bir çare olmamakla birlikte tedavi yöntemleri ile birlikte kullanımları ile tedavinin etkinliğini artıracaktır. Karaciğer yağlanmasına iyi gelen doğal gıdalar bulunmaktadır.
Örneğin elma sirkesi karaciğer yağlanması tedavisinde kullanılan bitkisel tedavi yöntemlerinden biridir. Tam bir karaciğer dostudur. Karaciğeri onarır ve yağlanmayı da azaltmaya destek sağlar. Düzenli olarak elma sirkesi tüketildiği takdirde karaciğer yağlanması tedavisine katkısı olacaktır. Elma sirkesi aynı zamanda kilo vermeye de yardımcı olan doğal gıdalardan biridir ki karaciğer yağlanmasının tedavilerinden biri de kilo vermek olduğundan elma sirkesi, bu hastalığın tedavisine hem doğrudan hem dolaylı olarak katkı vermektedir.
Limon karaciğer yağlanması hastalığı olanlar için kullanılmaktadır. İçerdiği c vitamini ile birlikte karaciğer yağlanmasına yönelik etkili bir bitkisel çözümler arasındadır. Limon karaciğer dostudur. İçerdiği antioksidan ve C vitamini ile vücuttaki zararlı toksinleri atmayı sağlar. Aynı zamanda karaciğerde ki yağlanmayı da önler.
Karahindiba, karaciğer yağlanması için etkili bir diğer bitkisel yöntemlerden biridir. Karahindiba faydaları saymakla bitmeyen bir bitkidir. Karaciğer hücrelerinde biriken yağları azaltan karahindiba, alkole bağlı gelişmeyen karaciğer yağlanmasında oldukça etkilidir.
Yeşil Çay, bitkisel çay seçenekleri arasında karaciğer yağlanması için oldukça etkili olduğu bilinen bir çaydır. Karaciğerde yağlanmadan dolayı oluşan hasarı yeşil çay ile birlikte giderebilmek mümkündür. Yeşil çay aynı zamanda karaciğerin işlevini yerine getirmesi daha fonksiyonlu çalışmasına da yardımcı olmaktadır. Papatya çayı da karaciğer yağlanmasına iyi gelen etkili bir çözümdür. Çünkü papatya çayı karaciğeri onarır ve karaciğerde oluşabilecek hasarları önler.
Karaciğer Yağlanmasında Egzersizin Önemi Nedir?
Sadece karaciğer değil, tüm bedenin sağlığını korumak için spor yapmanın önemi çok büyüktür. Haftanın en az üç günü düzenli yapılacak egzersiz ile hem genel vücut sağlığı için hem de karaciğer işlevlerini düzgünce yerine getirebilmesi için çok etkilidir. Henüz karaciğeri ile ilgili bir sağlık sorunu yaşamayanlar dahi herkesin, bu gibi hastaların önlenmesi amacıyla da egzersiz yapmayı aksatmaması gerekiyor.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması yaşayan bireyler, hareketsiz yaşayan popülasyonda daha fazla görülür. Karaciğer yağlanması, bel çevresinin genişlemesi ile birlikte görülür. Bu nedenle bel çevresindeki yağlanma ve kilo artışına özellikle dikkat edilmeli. Böylelikle karaciğer yağlanması hastalığındaki en önemli mekanizmalardan olan insülin direncinin artması gerçekleşir. Bunu geçirmenin en önemli yollarından birisi düzenli ve doğru şekilde egzersiz yapmaktır. Günümüzde görülme sıklığı gittikçe artan karaciğer yağlanması, erken yakalandığı takdirde egzersiz ile gerileyebiliyor. Yapılan araştırmalara göre, karaciğer yağlanmasının tedavisinde; ilaçlar ve cerrahi işlemlerde ziyade asıl etkinin, kilo kontrolü ve karaciğer yağlanması ile ilişkili başka hastalıkların kontrol altında tutulması amacı ile egzersiz programları ve diyet listeleri ile oluşturulacak yaşam tarzı değişiklikleri ile olabileceği rapor edilmiş.
Sağlığınızı korumak ve karaciğer yağlanmasını önlemek ve azaltmak için ortalama haftada 3 veya 4 gün, minimum 45 dakika tempolu yürüyüş yapılması öneriliyor. Böylece egzersiz ile kan dolaşımı artırılarak insülin direnci ve karın bölgesinde biriken yağ kütlesi azaltılır. Böylece karaciğerde biriken yağ miktarı geriler.
Karaciğer Yağlanmasında Sebze ve Meyve Tüketiminin Önemi Nedir?
Karaciğer yağlanmasında sebze ve meyvenin önemi büyüktür. Özellikle bazı sebze ve meyveler içerdikleri bazı bileşenler ile karaciğere iyi gelerek yağlanmayı azaltmaya destek sağlayabiliyor. Özellikle enginar ve kereviz gibi karaciğer dostu besinlere karaciğer yağlanması için hazırlanan diyet programında yer verilmesi gerekir. Enginarın en büyük özelliklerinden biri olarak karaciğeri temizlemesi, bunun yanı sıra safranın kolay akışını da sağladığı bilinir.
Yapılan çalışmalar turpgillerin, Brüksel lahanası, brokoli gibi, karaciğerdeki toksik maddelerden arındırmaya yarayan enzimleri arttırmaya, karaciğeri hasardan korumaya ve karaciğer enzim seviyelerini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Yapraklı yeşil sebzeler, karaciğeri oksidatif hasardan ve diğer hastalıklardan koruyabilir. Karalahana, ıspanak, marul, roka gibi sebzeler A, C ve K vitaminleri, kalsiyum ve antioksidanlar içerir. Bütün bunlar iltihap önleyici özelliklere sahiptir. Yeşil yapraklı sebzelerin tüketilmesi, karaciğer yağlanmasından korunmaya yardımcı olabilir.
Sülfür içeriği yüksek olan soğan ve sarımsak olmak üzere beyaz renkli sebzeler de çok önemlidir. Sülfür maddesi karaciğer yağlanmasına neden olan kimyasal maddelerin karaciğer hücrelerinden uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Ayrıca enginar, karaciğer detoksunu en iyi sağlayan beyaz sebzelerden biridir.
Karaciğer yağlanmasına neden olan toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması için koyu mor renkteki kiraz, böğürtlen, kızılcık, mor üzüm ve yaban mersini gibi mor meyveler tüketilmelidir.
Sebze ve meyve gibi lifli besinlerin bu özelliklerinden dolayı tüketimi arttırılmalı, günde en az 5 porsiyon tüketilmeli.
Karaciğer Yağlanmasının Zararları Nelerdir?
Karaciğer yağlanması, özellikle tedavi edilmediği takdirde ilerleyerek ciddi sağlık sorunlarına sebebiyet verecek riskli bir hastalıktır. Yani asıl zararı geç tanı ve tedavi edilmemesi ile kendisini gösterir. Karaciğer yağlanmasının zararları aşağıda listelenmiştir:
- İlerlemesi halinde hepatit,
- Siroz,
- Karaciğer kanseri görülme sıklığı artış gösterir.
Bunların yanında;
- Kalp krizi
- Felç,
- Damar tıkanıklığı gibi kalp-damar hastalıkları karaciğer yağlanması görülen kişilerde daha sık görülür.
Karaciğer Yağlanması Kilo Vermeyi Zorlaştırır mı?
Evet, karaciğer yağlanması kilo vermeyi zorlaştırır. Karaciğere iyi şekilde bakılmazsa bu organ toksinlerle dolar, çok fazla çalışır ve yağlanır. Bu durum genelde obezitenin bir sonucudur. Karaciğerdeki biriken bu toksinler kilo vermeyi oldukça zor hale getirir.
Ayrıca karın ve bel çevresi yağlanması, karaciğer yağlanmasının en sık sebeplerinden biridir. Karın bölgesi, bölgesel olarak daha zor kilo verilen bir bölge olduğunu düşünürsek bu yönden de karaciğer yağlanması olan kişilerde kilo vermek iyice zorlaşacaktır.